20 Ocak 2009 Salı

FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)

Fiilimsiler fiil olmadıkları halde fiillere benzeyen sözcük­lerdir. Biraz fiil biraz değil.

"Okuyunca anlarsın."

"anlarsın" sözcüğü fiildir; okuyunca sözcüğü de ona ben­ziyor, ama o fiil değil, fiilimsidir.

Aşağıdaki dizeleri inceleyelim:

"Bu sizin ağlamanız benzedi bir diğerine
Endülüs tacı elinden alınan bahtı kara
Savuşurken o güzel mülkü verip ağyara
Tırmanır bir kayanın sırtına, etrafa bakar
Bırakıp çıktığı cennet gibi zümrüt ovalar
Başlar ağlatmaya biçareyi hüngür hüngür"

Yukarıdaki dizelerde geçen "benzedi, tırmanır, bakar, başlar" sözcükleri birer fiildir.

Bu dizelerdeki "ağlamanız, alınan, savuşurken, verip, bırakıp, çıktığı, ağlatmaya" sözcükleri de fiiller gibi eylem bildiren sözcüklerdir; ancak bu sözcükler fiil değildir. Fiil dediğimiz sözcüklere baktığımızda bunlarda kip ve kişi eklerinin olduğunu görürüz. İkinci grupta sıraladığımız (ağlamanız, alınan...) sözcükler, fiil gibi çekime girmemiştir; kip ve kişi eki almamıştır. Bu sözcükler fiil değil fiilimsidir.

Fiilimsiler (eylemsi) fiilden türeyip eylem, hareket bildiren, ancak fiillerin aldığı çekim eklerini (kip, kişi eki) alamayan fiil soylu sözcüklerdir.

Martılar dinleyip mehtap gülümser,
fiilimsi fiil
Fiilimsi olarak kullanılan sözcükler hem eylem bildirir, hem de cümlede ad (isim), sıfat ve zarf göreviyle kullanılabilir.




Fiilimsiler bu kullanımlarına göre üçe ayrılır:
1) İsimfiiller (adeylem)
2) Sıfatfiiller (ortaç)
3) Bağfiiller (ulaç/zarffiil)




1) İsimfiiller (Adeylem)
İsimfiiller fiillerin adı olan sözcüklerdir. Fiilden türeyip iş, oluş, hareket bildiren sözcüklerdir. İsimfiiller, fiillerden şu eklerle türetilir:
-me, -ma
-mek, -mak
-iş, -iş, -uş, -üş

"Unutmak kolaysa, önce sen unut."
"Çilem kavuşmayı hak etti yine."
"Kurtarmayı deneme, benden onu boş yere."
"Çölde savrulmak için rüzgâr inen kum gibiyim."
"Çağlayan sular gibi kalplere akışın var
Girdiğin gönüllerde yuvalar yapışın var."
Onun ağlayışını hiç unutamam.

İsimfiiller fiillerin adları gibidir. Bu sözcükler eylem, iş bildirmeleri yönüyle fiil gibidir, ama isimlerin aldığı ekleri alıp isim olarak da kullanılır.

İsimfiiller, isimlerin aldığı hal, iyelik, çoğul eklerini alabilir:

Bu tartışma - y - a bir son verelim,
hal eki
Onunla, sizin konuşma - nız iyi olur.
iyelik eki
Böyle düşünmek - te sakınca yok.
hal eki
Onun da bir şarkı söyleme - s - i - n - i istiyoruz.
iyelik eki hal eki

İsimfiiller, tamlayan ve tamlanan eklerini alabilir; ancak isimfiillerle oluşturulan söz grupları belirtili ad tamlaması olmaz.

Bizimle çocukların gelmesi doğru olmaz.

Bu cümlede "çocukların" sözcüğü tamlayan (-in) eki, "gel­mesi" sözcüğü de tamlanan (iyelik eki -(s)i) eki almıştır. Ancak "çocukların gelmesi" sözü bir ad tamlaması değildir. Ad tamlamaları adlarla kurulur ve bir varlığı, kavramı karşılar. Bu kullanımda böyle bir durum yoktur. Fiilimsiler eylem bildirir, eylem bildiren sözcüklerle ad tamlaması kurulmaz.
ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir isim tamlaması kullanılmıştır?
A) Kardeşimin böyle bir şey yapacağını sanmıyordum.
B) Okulunun ne zaman açılacağını bile bilmiyordu.
C) Arkadaşının kitabını bulamayınca çok üzüldü.
D) Evinin düzenli olmasına özen gösterirdi.
E) Sarsıntının önce nerede duyulduğu öğrenilemedi.
(1987/ÖYS)
ÇÖZÜM:
İsim tamlaması C seçeneğinde kullanılmış (arkadaşının kitabı). Öteki seçenekleri inceleyelim:
kardeşimin ... yapacağını
okulunun ... açılacağını
evinin düzenli olması
sarsıntının ... duyulduğu
Bu kullanımlarda hem tamlayan eki, hem de tamlanan eki
vardır; ancak tamlanan durumundaki sözcükler fiilimsi
olduğu için bu söz öbeklerinin hiçbiri belirtili ad tamlaması
değildir.(Cevap C)

Fiilimsi eki almış sözcükler fiilimsi özelliğini yitirmişse, ey­lem bildirmiyorsa bu sözcüklerle ad tamlaması oluşturulur.

Çocuğun dövmesi herkesin dikkatini çekiyordu.

Bu cümlede geçen "dövme" sözcüğü fiilimsi özelliğini yitir­miştir; artık bir addır. "Çocuğun dövmesi" sözü bir ad tam­lamasıdır.

Adamın çocuğu dövmesine çok üzüldük.

Bu cümlede ise "dövmesi" sözcüğü isimfiildir; eylem bildirmektedir, yani fiilimsidir. Dolayısıyla "adamın çocuğu dövmesi" sözü ad tamlaması değildir.

Bir fiilimsinin fiilimsi niteliğini yitirip yitirmediği yanına geti­rilen olumsuzluk ekiyle anlaşılır; olumsuz biçimi düşünülebiliyorsa o sözcük fiilimsidir.

Birine danışması gerekiyor (danışmaması=fiilimsi)

Bu işyerinin danışması nerede?
(danışmaması denmez) "Danışması" sözcüğü artık fiilimsi değildir.

* -me, -ma, -mek, -mak, -iş, -iş ekleriyle türetilen her sözcük fiilimsi değildir. Bu eklerle türeyen sözcükler, ancak eylem bildirdiğinde fiilimsidir. Aşağıdaki kullanım­larda fiilimsi yoktur:

Yemek yemek istiyoruz,
ad fiilimsi

"Bal ile kaymak yenir."
Cebinde her zaman bir çakmak taşır.
Bu etten, kavurma yapalım.
Tamlama konusunu işledik.
Çarpma ve bölme işlemlerini üçüncü sınıfta öğrendik.
Bu bölge çok yağış almaz.
Satış listesine bak.
Dikiş kursuna gidiyorlar.
Bu cümlelerde geçen koyu tonda yazılı sözcükler fiilimsi değildir. Bu sözcükler fiilden türemiş isimdir. Türkçede özellikle "-me, -ma" eki ile türetilen pek çok isim vardır.

Bağlama çalıyor. Yaprak sarması, çıkarma işlemi...

"-me, -ma" ekiyle türetilen sözcükler sıfat olarak da kulla­nılabilir:
Yapma çiçek
Sıfat

Sızma zeytinyağı, süzme bal, asma köprü, ıslama köfte...



2) Sıfatfiiller (Ortaç)
Damarımda dolaşan kansın.
"İkimiz bir yapraktık rüzgârın savurduğu
Dayanacak dermanım tükendi, bitti."
"Deniz gibi dalgalı ardımda kalan yıllar"
"Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç."
"Yaprağını dökmüş dallar gibiyim."
Yukarıdaki dizelerde geçen "dolaşan, savurduğu, daya­nacak, kalan, dönülmez, dökmüş" sözcükleri adları nite­leyen, sıfat göreviyle kullanılmış sözcüklerdir. Bu sözcükler aynı zamanda bir eylem bildirmektedir.

Hem eylem bildirip, hem de adların başında sıfat göreviyle kullanılabilen sözcüklere sıfatfiil (ortaç) denir. Bu sözcükler, adları nitelemeleri yönüyle sıfattır, eylem bildirmeleri yönüyle de fiil özelliği taşır; bu nedenle sıfatfiil adını almıştır.

Sıfatfiil türeten ekleri örneklerle inceleyelim:


-en, -an
Okunan şiiri dinliyorduk.
Verilen sözler tutulur diye bekliyoruz.

"Okunan" ve "verilen" sözcükleri sıfatfiildir, sıfat göreviyle kullanılmıştır.

-en, -an ekiyle türetilen sıfatfiiller yalnız kullanıldığında (ismin başında olmadığında) adlaşır ve "adlaşmış sıfatfiil" olarak bilinir.

Adam boş gezenin boş kalfası imiş.
adlaşmış sıfatfiil
Konuşanı dinlemek gerekir.
Söyleyene bakma, söyletene bak, demişler.
İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.

Adlaşmış sıfatfiil durumundaki sözcükler isim gibi kullanılıp isimlerin aldığı çekim eklerini alabilir:
Bunları söyleyen - e bak.
hal eki
Benim gelen-i-m, giden-i-m olmaz,
iyelik e. iyelik e.

Yerinde sayan - lar, yürüyen – ler - den daha çok gürültü
Çoğul çoğul hal
Eki eki eki
çıkarır.

-en, -an ekiyle oluşturulan sıfatfiiller ad tamlaması kurabilir:
Gülenin bir suçu var mı?
tamlayan tamlanan
belirtili ad tamlaması

Bağıranın sesine kulak verilir.
İçeri girenin adını yazdı.

-en, -an eki ile türetilmiş sıfatfiillerde geniş zaman anlamı vardır.

-r, -er, -ar

Bu, giderilebilir bir sorun oldu.
İşe yarar kitapları toplayın.
Benzer koşullarda yaşıyorlar.
Çalışır durumda bıraktık.

-r, -er, -ar ekiyle türeyen sözcükler, yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bir adın sıfatı olarak kullanılıyorsa sıfatfiildir.
Sıfatfiil eki, geniş zaman eki olan "-r, -er, -ar" ile karıştırıl­mamalıdır.

Onlar, birbirine çok benzer, (geniş zaman)
Her işe yarar, (geniş zaman)

-r, -er, -ar ekiyle fiilimsi özelliği taşımayan kalıcı adlar da türetilir.
Giderler arttı.
Buradan iyi gelir sağlıyor.
Kimseye yararı yok.
Okur sayısı artıyor.
Ustanın elinde bir keser vardı.
Her yazar kendinden söz eder.

-mez, -maz
Asıl olarak geniş zamanın olumsuzunda kullanılan bu eki alan sözcükler bir ismin başında yer alırsa sıfatfiil olur.

Çekilmez çile çektin,
sıfatfiil (sıfat) isim

Bu durumda başarısızlık kaçınılmaz sonuç olur.
Bekçi katlanılmaz bir adamdı.

Sıfatfiiller, geniş zamanın olumsuzluk ekini almış fiillerle karıştırılmamalıdır.

Pek ortalıkta görünmez, (geniş zaman eki)
Kimseyi dinlemez senden başka, (geniş zaman eki)

-mez, -maz ekiyle türetilen sıfatfiiller cümlede adlaşmış sıfat olarak da kullanılabilir:

Köpeğin ısırmazı olmaz.
Berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söyle­mezi...

-mış, -miş
Geçmiş zaman anlamı taşıyan sıfatfiiller türetir. Ekin "-mış, -miş, -muş, -müş" biçimleri vardır.

Bu eki alan sözcükler, adların başında sıfat göreviyle kul­lanıldığında sıfatfiil olur.

Bitmemiş işlerin parasını da vermiş,
sıfat
Pişmiş ekmekleri fırından çıkardı.
Kaybolmuş çocuklar gibi tedirgindi.
Küçülmüşleri bir tarafa ayırın,
adlaşmış sıfatfiil

-mış, -miş eki, fiillerin sonunda geldiğinde -miş'li geçmiş zaman ekidir:

Eve çok geç gelmiş, hemen yatmış, uyumuş.
fiil fiil fiil

20 yıl önce memleketinden ayrılmış, bir daha oraya
fiil
dönmemiş,
fiil
-mış, -miş ekiyle de fiilimsi özelliği olmayan kalıcı isimler türetilebilir:

O bir ermiş gibi yaşıyordu.
Buradan bir dolmuşa binip gidersin.
Adam, kendi geçmişini hatırlamıyordu.

-dik, -dik
Fiillere eklenerek geçmiş zaman anlamı taşıyan sıfatfiiller türetir. Bu ekin "-dik, -dik, -duk, -dük" ve "-tık, -tik, -tuk, -tük" biçimleri vardır. Kendinden önce olumsuzluk ekini
(-me) alarak da kullanılır:

Bildik kimseleri görmek insanı rahatlatır.
Anlattığın duyulmadık bir hikâye değil.
Belki tanıdık birine rastlarız.

"-dik, -dik" ancak birkaç örnekte görülür. Bu ek, yanına iye­lik ekini alarak, "-dığı, -diği" biçiminde sık kullanılır.

Gezdiği şehirleri anlattı.
İnsan, yaşadığı bazı olayları unutamaz.
Hazırladığı raporu getirdi.

Ekin "-dığı, -diği" biçimini almış sözcükler adlaşmış sıfat olarak sık kullanılır:

Okuduğunu bize de anlat,
adlaşmış sıfat

Gördüğünün yarısına inan, duyduğunun hiçbirine inan­ma, derler.

ecek, -acak
Fiillere eklenerek, gelecek zaman anlamı taşıyan sıfatfiiller türetmeye yarar.

Bu ay bitirilecek işlerin listesini verdi.
Görülecek hesabımız var.
Kabul edilmeyecek durumlar vardır.

-ecek, -acak ekiyle türetilen sıfatfiillere iyelik ekleri gelebilir, iyelik ekini almış bu sözcükler de yine sıfatfiil olarak kul­lanılır:

Tercih edeceğ - im bölümleri belirledim.
iyelik eki
Okuyabileceğin bir kitap seç.
Her insanın seveceği bir şiir mutlaka vardır.

-ecek, -acak ekiyle türetilen sıfatfiiller de adlaşabilir:
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum,
adlaşmış sıfatfiil

Adamın getireceklerini de bir görelim.
Anlatacaklarımı dinlemeden bir karar vermeyin.

Sıfatfiil eki olan "-ecek, -acak", fiillerin sonuna gelecek zaman eki olarak eklenen "-ecek, -acak" eki ile karıştırılma­malıdır.

Arkadaşının okuyacağı kitabı o da okuyacak.
sıfatfiil fiil
Böyle çalışırsa iyi bir yer kazanacak.
fiil
İzleyeceğim filmleri belirleyeceğim.
sıfatfiil fiil

-ecek, -acak ekiyle, fiilimsi özelliği taşımayan kalıcı adlar da türetilebilir. Aşağıdaki cümlelerde geçen sözcükler fiilimsi değildir, kalıcı addır:

Kışlık yiyecekler, yazdan hazırlanır.
Alacak ile borç ödenmez.
Arabanın sileceği çalışmıyor.
Yiyeceğimiz var, içecek kalmamış.
-esi, -ası
Gelecek zaman ve dilek anlamı taşıyan sıfatfiiller türetir:

"Kanatsız göklere uçasım gelir."
sıfatfiil
Kör olası şeytan
sıfatfiil-sıfat

Eli kırılası hırsız

Yok olası fakirlik

Bu ekle türetilen sözcükler ismin başında olmadan yalnız kullanıldığında adlaşır.

Kahrolasının yaptığına bak!
Veresiye bir şey satmaz.
Göresim geldi.

"-esi, -ası" ekini almış sözcüklere -e hal eki eklenecek olursa o sözcükler durum zarfı olarak kullanılır ve bağfiil (ulaç) olur.

Öldüresiye dövmüş. Zarf
Doyasıya oynadılar.

ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfatfiil, ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Sona kalan, dona kalır.
B) Veren eli herkes öper.
C) Varını veren utanmamış.
D) Yaş kesen, baş keser.
E) Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer.
(1989/ÖYS)
ÇÖZÜM:
Bütün seçeneklerde "-en, -an" ekiyle türetilmiş sıfatfiiller kullanılmış. A, C, D ve E seçeneklerinde sıfatfiiller (sona kalan, veren, kesen, bekleyen) isim (ad) görevinde kul­lanılmıştır. B seçeneğindeki sıfatfiil (veren el) ise sıfat görevinde kullanılmıştır.(Cevap B)


Sıfatfiillerin özelliklerini şöyle özetleyebiliriz
Sıfatfiiller;
Ø isimlerin başında sıfat göreviyle kullanılan, eylem bildiren sözcüklerdir,
Ø yalnız kullanıldığında adlaşır ve "adlaşmış sıfatfiil" diye bilinir,
Ø yalnız kullanıldığında isimlerin aldığı çekim eklerini (hal, iyelik, çoğul) alabilir.


3) Bağfiiller (Ulaç/Zarffiil)
Bağfiiller fiilden türeyip eylem bildiren, cümlede çoğu zaman zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir.

"Bekle beni bu akşam koşarak geliyorum
Hasret dolu yolları aşarak geliyorum."
"Bakmadan geçersin, söyle hep niye?"
"Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla."
"Dalgın gözlerimizle gökyüzüne bakarken
Sularla çağlayıp da bir meçhule akarken
Üstümüzde yükselip alev alev yakarken"
"Güldüğümü kim gördü,
Sevdim seveli gönlüm?"
"Yollara baktıkça çırpınır yürek."
Yukarıdaki dizelerde bağfiil örnekleri vardır.

Bağfiiller de isimfiil ve sıfatfiil gibi, kökleri fiil olan sözcük­lerdir. Bağfiiller cümlede fiilleri ya da fiilimsileri -genellikle-zaman ya da durum bakımından belirten sözcüklerdir. Dolayısıyla bağfiiller, cümlede genel olarak zarf görevinde kullanılır.

isimfiil ve sıfatfiiller isim gibi kullanılıp, gerektiğinde isim çekim eklerini aldıkları halde bağfiillerden sonra herhangi bir ek gelmez. Bağfiilleri "zaman bildirenler" ve "durum bildirenler" olarak ayırmak mümkündür.

Bağfiil eklerinin sayısı epeyce vardır:

-ınca, -ince
Eylemlerin zamanını bildiren bağfiiller oluşturur.

Fiillere "-ınca, -ince, -unca, -ünce" biçiminde eklenir:
"Bizi karşısında görünce çok şaşırdı."
"Yağmur başlayınca, balkondan içeri kaçtık."

Olumsuz kullanımlarda "-ınca, -ince" ekini almış bağfiiller "neden, sebep" bildirir:

Antibiyotiği düzenli kullanmayınca rahatsızlığı geçmedi.
Gelenler arasında babasını göremeyince çok üzüldü.

Bazı cümlelerde "koşul" anlamı da taşıyabilir:

Haberi gazeteden okuyunca seni arar.
Dersi dinleyince, konuyu daha iyi anlar.

-dıkça, -dikçe
Fiillere "-dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe; -tıkça, -tikçe, -tukça, tükçe" biçiminde eklenir.

Kendinden sonra gelen eylemin zamanını bildirir:

Buraya geldikçe mutlaka bize uğrardı.
Sen böyle çalıştıkça başarı kendiliğinden gelir.

Bu ekle oluşturulan bağfiiller koşul anlamı da bildirir:

Soru çözdükçe konuları daha iyi anlar.
Havalar soğudukça insanların ihtiyaçları artıyordu.

"Oldukça" ve "gittikçe" sözcükleri bağfiil eki "-dıkça" ile oluşturuldukları halde eylem bildirmedikleri için bağfiil ol­maz. Bu sözcükler cümlede sadece zarf görevinde kullanılır:
Oldukça başarılı bir öğrenciydi,
zarf
Havalar gittikçe soğuyor,
zarf

"Geçtikçe" sözcüğü hem bağfiil olarak hem de sadece zarf olarak kullanılabilir.

Durumu, gün geçtikçe daha da düzelecek,
zarf
Bu yoldan geçtikçe onu hep göreceğiz.
bağfiil/zarf


-...-r ...-mez
Geniş zaman kipinin olumlu (-r) ve olumsuz (-mez) ekleri aynı fiile art arda eklenerek oluşturulur:
"İner inmez, biter bitmez, okur okumaz, duyar duymaz..."

Bu eklerle oluşturulan bağfiiller cümleye zaman ve çabuk­luk anlamı kazandırır:

İçeri girer girmez bağırmaya başladı.
Kahvaltısını bitirir bitirmez yola çıktı.

"Olmak" fiili, bu ekleri aldığında sıfat görevinde kullanılır:

Olur olmaz yerlere girip çıkıyor,
sıfat
"Olur olmaz" sözcüğü artık bağfiil değildir.


-eli, -alı
Fiillere "-eli, -ah" biçiminde eklenir; yüklemlerin "baş­langıcını belirtmek için kullanılır:

Sen gideli o da aramaz oldu.
Burada işe başlayalı üç yıl olmuş.

- Bu bağfiil eki "beri" edatıyla birlikte de kullanılabilir:
Okul açılalı beri hiç görüşmedik.

Bu ek tekrarlanan fiillerde kullanıldığında, ortaya çıkan bağfiil, cümleye bir noktada başlayan eylemin sürüp gittiği anlamını katar.

Okullar açıldı açılalı her gün bir işim çıkıyor.
Sen gittin gideli evinden dışarı çıkmıyor.


-ken
Asıl olarak "imek" (i-) fiilinin bağfiil biçimidir, iken biçiminde hem isimlerden, hem de kip eki almış fiillerden sonra gelebilir.
"ken" sonuna geldiği sözcüğe "durum" ve "zaman" ayrın­tısı katar:

Babam, yemek yerken çok konuşulmasını sevmezdi.
Bu iş hazır bitmişken kimse gelmeden çıkalım.
Dün eve giderken yolda Birol'u gördüm.
Biz tam sokağa çıkıyorken kardeşim servisten indi.

"-ken" bağfiil eki fiillerin geniş zaman, şimdiki zaman, gele­cek zaman ve -miş'li geçmiş zaman eki almış biçimlerinden sonra gelir.

anlat -ı - yor - ken, söyle - y- ecek – ken
şimdiki gelecek
zaman zaman
git - mjş - ken, başla - r - ken -miş'li
geçmiş geniş
zaman zaman

Daha çok geniş zaman ekinden sonra gelir:

Güneş doğarken yola çıktılar.
Telefonla konuşurken kapı zili çaldı.

-ken(iken) isim soylu sözcüklere eklendiğinde, eki alan sözcükler eylem soylu olmadığı için, bu sözcükler fiilimsi (bağfiil) olmaz. Bu sözcükler cümlede zarf olur:

İnsan öğrenciyken daha çok kitap okuyabiliyor.
Onu, en son hastayken görmüştüm.

İsimlere eklenen "-ken" eki ayrı bir sözcük halinde "iken" biçiminde de yazılabilir:

İnsan varlıklı iken parasını harcamayı bilmeli.
Ben izinde iken iki kez işyerine gelmiş.

-meden, -madan
Fiillere "-meden, -madan" biçiminde eklenir.

Bu ekle oluşturulan bağfiiller eylemin yapılma zamanını, nasıl yapıldığını veya yapılacağını bildirir.

Şu örneklerde zaman bildirir:

Yaz tatili başlamadan buradaki işleri bitirelim.
Hava kararmadan yola çıkmalıyız.
Bir saat dolmadan buraya dönün.

Aşağıdaki örneklerde ise "-meden, -madan" ekini almış sözcükler durum bildirir:

Hiç dışarı çıkmadan, gün boyu odasında oturdu.
Yanındaki yolcuyla hiç konuşmadan Ankara'ya ulaştı.
Söylenenleri tam anlamadan dışarı çıktı.
Bağfiil eki "-meden, -madan"; isimfiil eki "-me, -ma" ile hal eki "-den, -dan"ın bir araya gelmesiyle oluşan biçimle (me+den) karıştırılmamalıdır.

Arkadaşlarla görüşmeden size bir şey söyleyemem,
(bağfiil)
Bugünkü görüşmeden bakalım ne sonuç çıkacak,
(bağfiil değil)

görüş - me - den
isimfiil hal eki
eki

Kimseyle konuşmadan saatlerce oturdu, (bağfiil)
Son konuşmadan pek bir şey anlamadık, (bağfiil değil)

ÖRNEK SORU:
Evin bahçesine dikilecek çamların üzerine konmuş bir serçe, durmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek için yalarken, bir yandan da az ilerdeki çöplükte sallana sallana gezinen kargaya bakıyordu.
Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) dikilecek B) konmuş C) durmadan
D) örselenmiş E) gezinen
(2003)
ÇÖZÜM:
Parça okunmadan yalnız seçeneklere bakılarak bile, bu sorunun doğru cevabı bulunabilir. A, B, D ve E seçenek­lerinde verilen sözcükler (dikilecek, konmuş, örselenmiş, gezinen) sıfat göreviyle kullanılabilen sıfatfiillerdir. C'deki "durmadan" ise zarf olarak kullanılan bağfiildir. Parça okunduğunda da A, B, D ve E'deki sözcüklerin sıfat göre­viyle kullanılan sıfatfiiller olduğu anlaşılır. "Durmadan" ise
durum bildiren bir bağfiildir, zarftır.
(Cevap C)


-ip, -ip
Fiillere "-ip, -ip" veya "-up, -üp" biçiminde eklenir.

"Çalış-ıp, başla-y-ıp, döv-üp, gid-ip, görüş-üp, kalk-ıp..."

Eki alan sözcükler eylemi durum yönüyle niteleyen durum zarfı olur.

"Dur böyle el gibi çekilip gitme."
"Durmadan düşünüp üzme beni."
"Terk edip gittiyse ne gelir elden."
"Bu halinle gelip günün birinde,
Görünme rüyamın bahçelerinde."
"Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım."

-erek, -arak
Fiillere eklenerek durum anlamı veren bağfiiller oluşturur.

Bu ekle oluşturulan bağfiiller cümlede durum zarfı olarak kullanılır.
Bahçede oynayan çocuklara imrenerek bakıyordu.
Bu işi, mimarla görüşerek bir sonuca bağlayalım.
Genç adam, selam vererek içeri girdi.


-e, -a
Fiillere eklenerek tekrarlı biçimde kullanılan bağfiiller oluştu­rur. Bu ekle oluşturulan bağfiiller cümlede durum zarfı olur.

"Anlata anlata, güle ağlaya, dinlene dinlene, konuşa konuşa, yüze yüze..."
Adam oflaya puflaya merdivenleri çıktı,
zarf

Birlikte konuşa konuşa yürüyorlardı.

Çoğu zaman tekrarlı biçimde kullanılan bu ek, birkaç örnekte tek fiile eklenerek kullanılır:

Dün olanları, üzülür diye ona anlatmadık.
"demek" fiilinden "diye" olmuştur.

Uçak, sekize on kala kalkacakmış.
Film, dokuzu çeyrek geçe başlayacak.
Onlar yirmi yıldır ortaklaşa iş yapıyorlar.
Okulda nöbetleşe kalıyorlardı.

-meksizin, -maksızın
Fiillere eklenip durum bildiren bağfiiller oluşturur.

Çocuk, kimseye haber vermeksizin Antalya'ya gitmiş.
Hiçbir işle ilgilenmeksizin saatlerce oturdu.

Bu ekle oluşturulan bağfiiller kimi durumlarda cümleye "süreklilik" anlamı kazandırır:

Kar yağışı ara vermeksizin üç gün sürdü.
Salondaki klimalar hiç durmaksızın gece gündüz çalışıyor.

-dığında, -diğinde
Fiillere eklenip zaman bildiren bağfiiller oluşturur:

"Açılır goncalar her baktığında
İnciler dökülür gözünden ağladığında"

Bu ek sıfatfiil eki "-dığı, -diği" ile karıştırılmamalıdır.

Dün fuarda gördüğünde bu özellikler var mıydı?
Senin aldığında da bir sorun çıktı mı?

"gördüğünde" ve "aldığında" sözcükleri birer sıfatfiildir. Bu sözcüklerde önce sıfatfiil eki, sonra hal eki yer almıştır.
gör - düğü - n - de
sıfatfiil iyelik eki hal eki
al - dığı - n - da
sıfatfiil iyelik eki hal eki

"Gördüğünde" sözcüğü şu cümlede ise bağfiildir:
Onu gördüğünde sana ne söyledi?


-esiye, -asıya
Fiillere eklenip durum bildiren bağfiiller oluşturan bir ektir. Çok sık kullanılmaz.

Zavallı hayvanı öldüresiye dövmüşler.
Çıldırasıya seviyor.
Kıyasıya kavga ettiler.


-dığından, -diğinden
Fiillere eklenen bu ek "neden" bildiren bağfiiller oluşturur, "-dığı için" biçiminde de kullanılabilir.

Müziğin sesi yüksek olduğundan telefonu duymamış.
Düzenli çalıştığından iyi notlar alıyor.
Geçen hafta hasta olduğundan toplantıya katılamamış.

Eline geçen fırsatları tembelliğinden kaçırıyor.

Son cümlede geçen "tembelliğinden" sözü bağfiil değildir, isimdir. "Tembel" ve "tembel-lik" sözcükleri isimdir.

Böylece bağfiil (ulaç-bağeylem-zarffiil) eklerini sıralamış olduk. Görüldüğü gibi bağfiil eklerinin sayısı biraz fazla. "Bu kadar eki nasıl öğreneceğiz?" demeyin. İşinize yaraya­cağını umduğumuz bir yöntemi kullanabilirsiniz.

Bağfiiller, biri dışında (-dığından, -diğinden) cümlede fiili ya da fiilimsileri zaman ya da durum yönüyle belirten sözcük­lerdir.

Fiillere ya da fiilimsilere sorulan "nasıl" veya "ne zaman" sorularına cevap veren fiil soylu sözcükler bağfiildir. Bu kural kullanılabilir.

Koşarken ayağı burkulunca sendeleyerek yere düştü,
ne zaman ne zaman nasıl

2 yorum:

  1. Harrah's Cherokee Casino - Mapyro
    Harrah's Cherokee Casino, located 30 minutes south of 진주 출장마사지 Asheville on Interstate 5, is 전라북도 출장안마 owned by the Eastern Band of Cherokee Indians. 하남 출장샵 The 광주 출장마사지 casino is 포천 출장안마 operated by the

    YanıtlaSil